4 Kasım 2018 Pazar

ÖĞRETMENLEŞTİREMEDİKLERİMİZDEN MİSİNİZ?

     Tanrı Dünya'yı ve İnsanlığı yaratırken hangi meslek grubunun nasıl bir yaşam süreceğini de belirlemeliydi.
     Çok duyduğum ve artık kulağıma geldiğinde midemin bulandığı bir cümle kalıbı var. Şudur ki; Ne biçim öğretmensin sen? . Vallahi biçimsel olarak nasıl olduğumu aynada görüyorum da senin görmek istediğin nedir?
     Meslekler illaki yaşamlarımıza etki ediyor. Benim mesleğim olan öğretmenlikten daha doğrusu hayatıma olan etkilerden bahsetmek istiyorum. (önem sırası değildir)
1)Öğretmenlik bana çeşitli sorumluluklar kazandırdı ve bu sorumlulukları yerine getirirken zevk almaya başladım. Yani benliğimin bir yönünü keşfetmemi sağladı.Ben tembel değildim ve istediğimde çok güzel işler yapabiliyordum.
2)Güne erken başlıyorum ve gün içerisinde zamanın akışını takip edemiyorum. Bu da hayatımdaki üzüntülere odaklanmamı engelliyor ve hayatım daha hafif daha yaşanabilir hale geliyor. 
3)Çocuklarla bir arada olmak, masumiyetlerini izlemek, yaşadıklarını benimle paylaşmaları ve beni güldürmeleri, bana sarılmaları ruhumu arındırıyor. Bir tane öğrenci var 7 yaşında. Her gün nasıl olduğumu sorar ve mutlaka günde iki kez koşup bana sarılır. Çok kibar çocuk ve dünnnnnyaaaa tatlısı. Bir gün bana sarıldığı sırada ona ' Sarılmak hastalıklara bile iyi gelebiliyormuş, yani aslında tedavi oluyoruz' dedim. Sarılma sayısını arttırdı. :)
4)Okurken gerçekten tiksindiğim bir bölümdü sınıf öğretmenliği ve yapamayacağımı düşünüyordum. Şimdi yapabildiğimi gördüm, öğretmenin de tadına vardım. Artık bırakamayacağımı düşünüyorum.
 Daha aklıma geldikçe ekleyeceğim maddeler de olacaktır. Mesleğimi seviyorum ve iyi yaptığımı düşünüyorum. Tabii bunun bir de eksiler kısmı var.
 Eve her zaman mutlu gelemeyebiliyorum, bazen gerçekten çok yoruluyorum ve zihnim çöküyor hatta kendini kapatıyor. Hazırlamam gereken planlar, ödevler, projeleri yetiştirmekte zorlanabiliyorum. Hep daha fazlasını yapma, daha iyisini yapma hırsımı dizginleyemediğim oluyor. Bu da beni strese sokuyor. Sosyal hayatım eskisine kıyasla yok denecek kadar az. Akşamları bazen tek isteğim yatakta öylece uzanmak oluyor çünkü sabah sekiz akşam beş arasında 6 saat kadar ayakta durmuş oluyorum. Bazen veliler insanı gerçekten sinirlendirebiliyor ve kaygılar basabiliyor aklımı. Bla bla bla
Yine de mutluyum. Sabah işe giderken şarkı söyleyerek gidiyorum hatta dans edesim geliyor. Okula girer girmez birkaç çocuk sarılıyor ve günüm daha da güzelleşiyor.
Öğretmenliğin hayatımda bu kadar koskocaman bir yeri var işte. AMA arzuları, damak tadı ve başka heyecanları da olan bir insanım. Mesela dans etmeyi seviyorum. Bed sesime rağmen yolda yürürken şarkı söylemekten zevk alıyorum. Sigarayı bırakamıyorum ve ayda birkaç kez alkol alıyorum. İnsanlarla tanışmayı, yeni şeyler denemeyi, etkinliklere katılmayı ve mistik dünyayla ilgilenmeyi(okumayı) seviyorum.
Kafasından alkol döken Ezgi'yi gördüğünüzde hemen iğrenç yargıları savuruyorsunuz hoyratça. Mini giydiğimde benim kutsal mesleğime bok gibi sıçrıyorsunuz. Fotoğraflarımdaki hadi seksilik diyelim :/ içinizdeki hayvanı şahlandırıp uzanamadığınız ciğere mundar dedirtiyor.  Evet sizden bahsediyorum küçük adamlar, kadınlar. Beni dinleyin küçük insanlar
Benim hayatıma, yaşadıklarıma, eğlenceme, mesleğime dil uzatamazsınız. Haklıydınız ben o biçim bir öğretmenim.Var mı ekleyeceğiniz? :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MODERNİZE SÜPER EGO

              Tertemiz bir çocuğu, sahip olduğunuzu sandığınız bir modernize ahlaksızlığın içinde beslediğinizde ona iyilik etmiş olur musun...